13 Aralık 2017

paul auster leviathan...


#leviathan çok uzun zamandır okuma listemde olan bir kitap #paulauster'da çok uzun zamandır tanışmayı istediğim bir yazardı en nihayetinde tanışma şerefine erdim.Birazdan daha fazla geç oldu ama şükür oldu.😁Ve çok doğru bir kitapla yazarla tanışmışım sanırım.
Çok sürükleyici bir dil yapısı var yazarın,neler olduğunu merak etmekten çok nasıl söylediğinin hevesiyle okuyorsunuz.Birde yaşayan yazarları okuma heyecanının insana verdiği gurur ve hayranlık hisside cabası.Ne hikmetse Paul Auster okumak bana Murakami'yi anımsattı her ne kadar yazarlıkları bir birine hiç benzemese de.Auster'in yazarlığı,
Murakami'nin mekanik ve ruhsuz yazarlığından çok uzak olsa da kurgusunun verdiği heyecan ya da roman kahramanlarının karakterlerinin oluşturduğu merak hissi ve yazarın okuyucusuna kendinden çok şey hissettirmesi bana iki yazar arasında bir yakınlık efekti hissini verdi.Bir polisiye şeklindeymiş gibi hikaye başlasa da sizi hiç alakadar etmeyen roman kahramanlarının ve kurgunun birden bire yazarın akıcı üslubu sayesinde bir sayfa bir dayfa daha sizi içine çekmesi keyif verici bir okuma oluşturuyor.
Kadın ve erkeğin yaşam içinde ki bazen keskin bazen zamana yayılan değişimleri,dostluk,ilişkiler,cinsellik.....ve Paul Auster'ın harika kurgusu.



arka kapak:

Daha önce "Ay Sarayı", "Yalnızlığın Keşfi", "Son Şeyler Ülkesinde", "Şans Müziği", "Kırmızı Defter" adlı kitaplarını yayınladığımız Paul Auster'in son romanı simgesel bir ad taşıyor: LEVIATHAN (Tevrat'taki efsane ejderi). "Leviathan", bir kadının bulduğu bir adres defterinden kendisine bir kimlik seçmesiyle başlıyor. Ya da birden, hiç beklenmedik, sarsıcı bir ölümle. Ya da Aaron oturup en sevdiği arkadaşı Benjamin Sachs'ın öyküsünü anlatmaya başlayınca. Aaron, evliliğini kıskandığı, zekasına hayran olduğu Sachs'ın öyküsünü anlatmak istiyor, çünkü Sachs'la ilgili soruşturmayı yürütenler onun için bir öykü uydurmadan önce kendisi doğruyu yakalamak istiyor. Belki bir kaza sonucu balkondan düşen ya da bilerek kendisi atlayan Sachs ortadan kaybolmuştur. Arada bir ortaya çıkarak deli saçması şeyler söyleyip sır olur. İlk kitaplarından bu yana bize rastlantı ile yazgının toslaştığı dünyalar yaratan, insanlardan uzak kahramanların ardısıra bizi gizemli, yürek burkucu yolculuklara çıkanan Paul Auster, bu yedinci romanında dostluk ve ihaneti, cinsel tutku ve yabancılaşmayı konu alıyor. Amerika'nın en özgün yazarlarından biri olan Paul Auster'dan bir polisiye gerilimine sahip ürpertici, ürpertici olduğu kadar eğlendirici, iç gıdıklayıcı ve içten içe yankılanan bir roman.


kitapla kalın.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlarınız için teşekkür ederim :)

Related Posts with Thumbnails